Music

Müziğin tam tanımı

today03/04/2020 359 12 5

Arkaplan
share close

Müziğin tam tanımı, kültürel, felsefi ve sanatsal bakış açılarına göre değişiklik gösterebilir. Ancak yaygın kabul gören ve genel bir tanım şu şekildedir:

Müzik, sesin bir medya olarak kullanıldığı bir sanat dalı ve kültürel bir etkinliktir. Müziğin genel tanımlarında, melodi ve armoniyi yöneten ton, tempo, ölçü ve artikülasyon ile ilişkili ritim, dinamikler (sesli ve sessiz), ses kalitesini belirleyen timbre ve dokunun (bazı zamanlar “renk” olarak adlandırılır) gibi ortak unsurlar bulunur. Farklı müzik stilleri veya türleri bu unsurları vurgulayabilir, hafifletebilir veya dışlayabilir. Müzik, insan sesinden enstrümanlara kadar çok geniş bir enstrüman yelpazesiyle icra edilir ve bu enstrümanların kombinasyonu ile üretilebilir.

Müzik, dil ve kültürel sınırları aşan evrensel bir iletişim biçimidir. Antik çağlardan beri insan yaşamının bir parçası olan müzik, eğlence, dini ritüeller, kültürel kimlik, duygusal ifade ve sosyal bağ kurma gibi birçok işlevi yerine getirmiştir. İster klasik besteler, modern pop şarkıları veya halk ezgileri olsun, müzik duyguları uyandırabilir, insanları bir araya getirebilir ve yaratıcı bir ifade biçimi olarak hizmet edebilir.

Bazı tanımlar müziği daha spesifik olarak tanımlar:

  • Müzik olarak Kompozisyon: Genellikle gelecek bir performans için notaya alınmış, düzenlenmiş sesin kasıtlı olarak yaratılması.
  • Müzik olarak Performans: Bir müzik eserinin canlı bir şekilde icra edilmesi, solo performans ya da daha büyük bir topluluk içinde olabilir.
  • Müzik olarak Takdir: Kişisel algı ve kültürel anlayışa dayalı olarak seslerin müzik olarak dinlenmesi ve yorumlanması.

Sonuç olarak, müzik, duygusal, estetik, sosyal ve teknik unsurları harmanlayan, insan deneyimini şekillendiren ve yansıtan bir yaratıcı süreç ve kültürel bir uygulamadır

 

Müzik, organize edilmiş ve duyulabilir sesler ile sessizlikten oluşan bir sanat formudur. Genellikle sesin yüksekliği (melodi ve armoniyi içerir), ritim (tempo ve ölçü içerir) ve ses kalitesi (timbre, artikülasyon, dinamikler ve dokuyu içerir) açısından ifade edilir. Müzik, aynı zamanda zaman içinde doğal uyaranların, özellikle sesin desenlerinin ve kombinasyonlarının inşasıyla karmaşık üretici formlar da içerebilir. Müzik, sanatsal veya estetik, iletişimsel, eğlencelik veya tören amaçları için de kullanılabilir. Müzik olarak neyin kabul edileceği, kültür ve sosyal bağlama göre değişir.

Yunan filozofları ve Orta Çağ kuramcıları, müziği melodiler olarak yatayda ve harmoniler olarak dikeyde düzenlenmiş tonlar olarak tanımlamışlardır.

Eğer resim görsel bir sanat formu olarak görülebiliyorsa, müzik de işitsel bir sanat formu olarak görülebilir.

Müziğin en geniş tanımı organize edilmiş seste bulunur. Genel olarak müzik olarak adlandırılan şeylerde gözlemlenebilir desenler vardır ve kültürel farklılıklar olsa da, müziğin özellikleri, insanlar ve hayvanlar tarafından algılanan ve işlenen sesin özellikleridir (kuşlar ve böcekler de müzik yapar).

Müzik, formüle edilmiş veya organize edilmiş sestir. Duyguları içermese de, bazen dinleyicinin/ dinleyicilerin duygularını manipüle etmek ve dönüştürmek amacıyla tasarlanır. Filmler için yaratılan müzik, duyguları manipüle etmek amacıyla kullanılan müziğe iyi bir örnektir.

Bu alanda müzik teorisi, müziğin düzenli ve genellikle hoş bir şekilde duyulacağı varsayımıyla incelenir. Ancak 20. yüzyılda besteciler, müziğin hoş olmak zorunda olduğu düşüncesine meydan okuyarak daha sert, daha karanlık timbreleri keşfeden müzikler yaratmışlardır. Grindcore ve gürültü müziği gibi bazı modern türlerin varlığı, en kaba seslerin bile dinleyicinin isteğine göre müzik olarak kabul edilebileceğini gösterir.

20. yüzyıl bestecisi John Cage, müziğin hoş, ayırt edilebilir melodilerden oluşması gerektiği düşüncesine karşı çıktı ve müziğin herhangi bir şey iletiyor olamayacağına dair görüşlere meydan okudu. Bunun yerine, duyabileceğimiz her sesin müzik olabileceğini savundu, örneğin, “Gürültü yoktur, sadece ses vardır” diyerek. Müzikolog Jean-Jacques Nattiez’e (1990, s.47-8, 55) göre: “Müzik ve gürültü arasındaki sınır her zaman kültürel olarak tanımlanır – bu da, tek bir toplum içinde bile, bu sınırın her zaman aynı yerden geçmediği anlamına gelir; kısacası, nadiren bir fikir birliği vardır… Her halükarda, müziğin ne olabileceğine dair tek bir evrensel ve kültürler arası tanım yoktur.”

Yazan: volkan38nl@hotmail.com

Puanla

UYGULAMANIZLA DİNLEYİN

tr_TR
tr_TR